![]() |
Küçük Prens |
Yazar Hakkında

Eserleri
- L'aviateur
- Vol de nuit (Gece Uçuşu)
- Terre des Hommes
- Pilote de Guerre (Savaş Pilotu)
- Le petit Prince (Küçük Prens)
- Citadelle
- Courrier sud (Güney Postası)
- Lettre à un Otage
- Carnets
Kitap Hakkında
Bu kitap hakkında bir tiyatro oyunu yazmaya karar verdim. Çünkü bu kitap bir sürü bölümden oluşuyordu ve ben de hepsinden bahsedebilmek için bu yönteme başvurdum. Oyun aşağıdadır. Umarım beğenirsiniz.
Sahne 1
Pilot- Ben daha küçük bir çocukken, okuduğum bir kitap bende ressamlık
isteği uyandırdı. İki resim çizmiştim. İlki bir boa yılanının bir fili yerken
dıştan görünüşü, ikincisi ise bir boa yılanının dıştan görünüşüydü. Tabi
büyükler bunu anlamadı ve ben ressam olmaktan vazgeçtim. Sonunda pilot olmaya
karar verdim.
Sahne 2
(Pilotun uçağı düşer, pilot çölde uyuyakalır. Küçük Prens’in ince sesi onu
uyandırır.)
KP- Lütfen. Bana bir koyun çizin.
Pilot- Ne yapıyorsun burada?
KP- Bana bir koyun çizin.
Pilot- Tamam.
(Bir boa yılanın fili yerken dıştan görünüşünü çizer.)
KP- Bana bir koyun çizin.
Pilot- Sana bir koyun çizerim ama çizme konusunda çok başarılı değilim.
KP- Yine de bana bir koyun çiz.
(Pilot koyunu çizer.)
KP- Çok zayıf bu koyun. Hasta gibi.
(Pilot başka bir koyun çizer.)
KP- Bu bir koç.
Koyun değil.
(Birkaç koyun
daha çizer ama küçük prens beğenmez.)
(Pilot bir kutu
çizer.)
Pilot- Al
koyununun kutusu. Koyunun içinde.
KP- Tam istediğim
gibi bir koyun.
Sahne 3
(Küçük Prens’ le
gezegeni hakkında konuşurlar.)
Pilot: Büyüklerin
verdiği şey sadece sayılar. Onlara bir şeyi anlatmak için sadece sayıları
kullanabiliriz. Mesela onlara senin çok tatlı, sevimli olduğunu söylersem
inanmazlar. Ama onlara senin geldiğin gezegenin adının Asteroid B-612 olduğunu
söylersem bana hemen inanırlar.
KP: Büyükleri
anlamak çok zor olsa gerek.
Pilot- Hem de ne
kadar zor bir bilsen.
Sahne 4
(Küçük Prens’ le
baobaplar hakkında konuşurlar.)
KP- (Heyecanla)
Koyunlar küçük çalıları yerler değil mi?
Pilot- Evet,
doğru.
KP- Baobapları da
yerler mi acaba?
(Pilot ona bir baobapı bir fil sürüsünün bile yiyemeyeceğini anlatmaya
çalışır.)
KP- (Gülerek) Büyümeden önce
baobaplar da küçük oluyor. (Yüzü asılarak) Ama büyürlerse felaket, önünü
alamazsın.
(Biraz daha konuşurlar.)
KP- Ben günbatımını çok severim. Hadi günbatımını bekleyelim:
Pilot- Ama günbatımına daha çok var.
KP- (Kahkaha atarak) Kendimi evimde sandım. (Meraklı bir şekilde) Biliyor
musun bir gün 44 kere günbatımını izlemiştim. Günbatımı üzgün olunca daha bir
güzel oluyor.
Pilot- Çok mu üzgündün o zaman?
(Küçük Prens cevap vermez.)
Sahne 5
KP- (Heyecanla) Koyunlar çiçekleri de yer mi?
Pilot- Evet.
KP- Peki dikenli olanlarını?
Pilot- Evet.
KP- Dikenler neye yarar ki o zaman?
Pilot- Hiçbir işe yaramazlar. Çiçekler sadece öfkeleri yüzünden dikenlidir.
KP- Sana
inanmıyorum. Çiçekler öfkeli, kindar değildir. Onlar masum ve narindir.
Dikenlerinin onları koruyacağına inanırlar. Biraz önce tıpkı büyükler gibi
konuştun.
Pilot – Özür
dilerim. Öyle demek istememiştim.
KP- Gittiğim
gezegenlerden birinde bir adam vardı. Hep çok önemli işlerinin olduğunu
söylerdi ama tek yaptığı sayı toplamaktı. O bir insan değil mantardı. Çiçeğim
benim her şeyim ve o yıldazlardan birinde. Ama eğer ona bir şey olursa benim
için bütün yıldızlar söner.
(Küçük Prens
hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar.)
Pilot- Üzülme
çiçeğini koruman için sana bir parmaklık çizeceğim.
Sahne 6
(Küçük prensin
gezegenindeki çiçekler ne çok çeşitliydi, ne deuzun ömürlüydü. Ama birgün
nerden gelidği belli olmayan bir tohum gelmiş ve çiçek açmaya hazırlanmıştı. Ve
bir sabah güneşle birlikte uyandı.)
Çiçek- Daha yeni
uyandım. Lütfen taç yapraklarımın düzensizliğine kızmayın.
KP- Çok güzelsin.
Çiçek- (Kendini
beğenmiş bir tavırla) Biliyorum. Üstelik güneşle birlikte doğdum dedi.( Yine
kendini beğenmiş bir tavırla) Sıkıysa şimdi gelsin kaplanlar.
KP- Benim gezegenimde kaplan yok ki.
Çiçek- Olsa bile ben onlardan korkmam. Ben rüzgarlardan korkarım. Beni
rüzgarlardan koruyacak bir siper yapsan yeter.
KP- Çok garip, rüzgarlar ha. Bu bir çiçeğin kabusu olmalı.
(Küçük Prens dalgın dalgın çiçeğine bakıyor.)
Çiçek- Siperliğim olmazsa hasta olurum.
KP- Bekle. Hemen getiriyorum
Sahne 7
(Küçük Prens bazı gezegenleri n yakınına gelmişti. Hepsini dolaşmaya karar
verdi. Gittiği ilk gezegende bir kral vardı.)
Kral- Sonunda emir verebileceğim birisi. Bir kul!
(Küçük Prens kendi kendine kralın onu nasıl tanıyabildiğini sordu. Ama
aslında krallar için herkesin sadece bir kul olduğunu bilmiyordu.)
Kral- Yaklaş. Seni daha iyi görmek istiyorum.
(Küçük Prens yer olmadığı için
ayakta kaldı ve çok yorgun olduğu için esnedi.)
Kral- Kral huzurunda esnemek saygısızlıktır. Artık yasaklıyorum
KP- Ama elimde değil ki. O kadar yoruldum ki ayakta duracak gücüm yok.
Kral- Öyleyse bir daha esne.
KP- Sen her istediğinde esneyemem ki.
Kral- O zaman
bazen esneyeceksin. Bazen de ... Bazen de ...
(Kral çok iyi
kalpli olduğu için emir vermekte zorlanıyordu.)
Kral- Ben kızıma
uç desem o da uçmasa bu onun değil benim suçum olur.
(Küçük Prens
merakına yenilerek sordu.)
KP- Siz kimin
kralısınız?
Kral- (Yıldızları
göstererek) İşte o yıldızların. Hem de hepsinin.
KP- (Merakla)
Peki emirlerinize her zaman uyuyorlar mı?
Kral- Tabi ki
asla ayaklanmalarına izin vermem.
KP- Ben
günbatımıbımını çok severim. Rica etsem güneşe batmasını emredebilir misiniz?
Kral- Kurulun
toplanması ve kararın çıkması için beklemek gerekecek.
KP- Peki ne
zamana kadar?
Kral- Saat 8’ e
20 kala gibi çıkmış olur. O zaman güneşin emrime nasıl uyduğunu görürsün.
KP- Benim işim
kalmadı. Artık gitsem iyi olacak.
(Büyükleri anlamak ne kadar da zor diye geçirdi içinden
Küçük Prens.)
Sahne 8
(Gittiği ikinci gezegende kendini
beğenmiş adamın biri yaşıyordu.)
Beğenmiş- Ah! İşte hayranım.
KP- Günaydın! Şapkanız ne kadar
güzel.
Beğenmiş- Hayranlarımı selamlamak
için mükemmel. Değil mi?
KP- Evet ama burada senden başka
kimse yok.
Beğenmiş- Evet ama herkes bana
hayran.
(Küçük Prens büyükleri anlamak ne
kadar zor diye düşünerek orayı da terk etti.)
Sahne 9
(Küçük Prens başka gezegenlere de gitti ama oradaki büyükleri de anlayamadı
ve onların da ne kadar tuhaf olduğunu fark etti. Sonunda gittiği yedinci
gezegen Dünya’ ydı. Dünya diğer gezegenlerden tamamen farklıydı. Orada 111
kral, 7.000 coğrafyacı, 900.000 işadamı, 7.500.000 ayyaş 311.000.000 kendini
beğenmiş yani 2.000.000.000 insan vardı. Dünyanın büyüklüğünü anlatmak için
kısaca 6 kıta da birleşikken tüm dünyayı aydınlatmak için 462.511 kişilik bir
fenerci ordusu gerekirmiş. Küçük Prens bunları bilmeden Dünya’ ya ilk
geldiğinde kimseyi göremeyip şaşırmış ve yalnış yere geldiğini sanmış. Sonra
bir yılan görmüş.)
KP- Merhaba!
Yılan- Merhaba!
KP- Bu gezegenin adı ne?
Yılan- Dünya.
KP- Dünya’ da hiç
insan yok mu?
Yılan- Tabi ki
var ama burası çöl. Çölde insan olmaz.
KP- İnsanlar
nerede? Çölde yalnız hissediyor kendini insan.
Yılan- İnsanlar
normalde de yalnızdır zaten.
KP- Sen komik bir
hayvansın.
Yılan- Olabilir
ama çok güçlüyüm.
KP- Nasıl güçlü
olabilirsin ki? Ayakların bile yok.
Yılan- Olabilir
ama seni çok uzaklara götürebilirim. Ama sen masum bir çocuksun ve senin için
üzülüyorum bu dünya için çok güçsüzsün.
(Küçük Prens
yılanla vedalaşıp yoluna devam etti. Çölü geçerken sadece bir çiçekle
karşılaştı. Ona da insanları sordu ondan da net bir cevap alamadı.)
Sahne 10
(Küçük Prens bir
yola ulaştı. Bütün yollar insanların olduğu yerlere gider diye düşünerek yola
çıktı. Bir gül bahçesi gördü.)
KP- Günaydın!
Güller- Günaydın!
KP- Siz kimsiniz?
Güller- Biz gülleriz. Çok güzel kokan rengarenk çiçekler.
(Küçük Prens çiçeği bunu görse ne kadar üzüleceğini düşündü.Eşsiz bir
çiçeğe sahip olduğunu düşünüyordu.)
Sahne 11
(Küçük Prens bir tilkiyle karşılaştı.)
KP- Benimle oynar mısın? Çok mutsuzum.
Tilki- Hayır. Ben evcil değilim.
KP- Evcil dediğin nedir ki?
Tilki- Sen benim için sıradan birisin ama eğer beni evcilleştirirsen benim
için özel olursun. Anladın mı?
KP- Hımm... Bir çiçek var galiba beni evcilleştirdi.
Tilki- Olabilir. Böyle şeyler Dünya’ da her zaman olabilir.
KP- Ama ben Dünya’ dan değilim ki. Başka bir gezegenden geliyorum.
Tilki- Orada Avcılar var mı?
KP- Yok.
Tilki- Peki tavuklar?
KP- Yok.
Tilki- Hiçbir şey mükemmel olamaz değil mi?
Tilki- Lütfen
beni evcilleştir. Hayatım çok tekdüze.
KP- Sen de benim
için özel olursun. Tabi ki seni evcilleştiririm. Peki seni evcilleştirmek için
yapmam gerekenler ne?
Tilki- Çok
sabırlı olmalısın. Hergün biraz daha yakınlaşacağız ama konuşmayacağız.
Konuşmak yanlış anlaşılmaya neden olur. Ve hergün aynı zamanda olması daha iyi
olur. İnsanların alışkanlıkları olmalı.
KP- Alışkanlık
dediğin nedir ki?
Tilki-
Alışkanlıklar tekrar edile edile kazanılmış değişmesi zor şeylerdir.
(Küçük Prens
tilkiyi evcilleştirdi. Ayrılma zamanı geldiği zaman...)
Tilki-
Ağlayacağım.
KP-
Evcilleştirmek o zaman senin için iyi olmadı.
Tilki- Hayır, çok
iyi oldu. İşte sana bir sır gözler her şeyi göremez. Her şeyi görebilmek için
kalbinle bakabilmen gerekir.
(Küçük Prens Dünya’ da başka yerlere de gitti.
Bir tüccarın, bir demiryolu makasçısının vb. kişilerin yanına.)
Sahne 12
(Küçük Prens bu
anlattıklarını bitirdiğinde pilotta suyundan son yudumu içiyordu.)
Pilot-
Anlattıkların çok güzel ama benim uçağım hala bozuk.
(Pilot içinden
Küçük Prens bunları anlamıyor diyordu.)
Pilot- Susuzluktan ölmek üzereyim!
KP- Dost edinmiş olmak güzel bir şey, insan ölse bile bir dostu oluyor. Ben
de susadım hadi gidip bir kuyu bulalım.
Pilot- Demek sen de susadın?
KP- Su yüreğe de iyi gelir. Yıldızlar güzel. Ama onları bana güzel yapan
onlardan birinde olan çiçeğim.
Pilot- Evet güzel.
KP- Çöl güzel.
Pilot- Haklısın. Çölü severim.
KP- Çöl niye güzel biliyor musun?
Pilot- Niye?
KP- Bir yerlerde kuyunun gizli olması.
Pilot- Haklısın eğer kuyu olmasaydı çöl güzel olmazdı.
(Küçük Prens uyuyakaldı, pilot da sabaha karşı kuyuyu buldu.)
Pilot- Çıkrık, kova, ip... Her şey hazır.
KP- Duyuyor musun? Kuyu şarkı söylüyor.
Pilot- Evet bana bırak, sana ağır gelir.
KP- Yaşadığın yerdeki insanlar aradıklarını asla bulamıyor.
Pilot- Doğru.
KP- Bir bahçede
beş bin gül yetiştiriyorlar. Oysa aradıkları sadece bir tane. Kalbiyle bakmalı
insan.
Pilot- Haklısın.
KP- Sözünde
durmalı insan. Hatırlasana çiçeğim için parmalık çizecektin. Biliyor musun
yarın gelişimin yıl dönümü olacak.
Pilot- O zaman
seninle karşılaştığımız zaman kaybolmamıştın.
Sahne 13
(Küçük Prens
duvarın üstünde oturuyordu.)
KP- Hayır. Burası
değil. (Biraz durduktan sonra) Evet bugün ama burası değil. (Yine biraz
durduktan sonra) Aynen öyle, bu gece geleceğim. Zehrin etkili mi? Bana çok acı
çektirmez değil mi? (Durduktan sonra) Şimdi git. Aşağı inmek istiyorum.
(Pilot yılanı
fark eder. Çok korkar.)
Pilot- Niye
yılanla konuşuyorsun?
KP- Motordaki
arızayı bulmana sevindim artık ikimiz de eve dönebiliriz.
Pilot- Sen
nereden biliyorsun?
KP- Artık koyunum
da var, kutusu da, parmaklığı da...
Pilot-
Korkuyorsun küçük dostum.
KP- Bu gece tam
bir yıl olacak. Yıldızım tam geldiğim günkü yerinde olacak.
Pilot- Küçük
Prens ben senin gülüşünü çok seviyorum.
KP- İşte bu benim
sana armağanım.
Pilot- Ne demek
istiyorsun.
KP- Yıldızlar
herkesin ama herkes için farklı.
(Küçük Prens o
gece gitti. Pilot da onu bir daha görmedi.)
Kaynakça
http://tr.wikipedia.org/wiki/Antoine_de_Saint-Exup%C3%A9ry
http://forum.vatan.tc/kucuk-prens-tamami-t4945.0.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder