Antoine de Saint-Exupéry- Küçük Prens



Küçük Prens

Yazar Hakkında

Kitabın yazarının tam adı Antoine Marie Jean-Baptiste Roger, comte de Saint Exupéry' dir. Fransa'nın Lyon kentinde doğmuştur. Aristokrat bir aileden gelmektedir. 4 yaşındayken babasını kaybetmiştir. İlk öğretmeni annesiydi, okulda da çok başarılı değildir. Uçaklarla 12 yaşında tanışmıştır. Bir ara ticarete atıldı ama başarısız olmuştur. Pilot, şair ve yazardır. Küçük Prens eseri onu ünlü yapmıştır.1944 yılında uçağı vuruldu, düştü ve Exupéry öldü. uçağı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulundu.


    Eserleri
  • L'aviateur
  • Vol de nuit (Gece Uçuşu)
  • Terre des Hommes
  • Pilote de Guerre (Savaş Pilotu)
  • Le petit Prince (Küçük Prens)
  • Citadelle
  • Courrier sud (Güney Postası)
  • Lettre à un Otage
  • Carnets


Kitap Hakkında

Bu kitap hakkında bir tiyatro oyunu yazmaya karar verdim. Çünkü bu kitap bir sürü bölümden oluşuyordu ve ben de hepsinden bahsedebilmek için bu yönteme başvurdum. Oyun aşağıdadır. Umarım beğenirsiniz.

Sahne 1
Pilot- Ben daha küçük bir çocukken, okuduğum bir kitap bende ressamlık isteği uyandırdı. İki resim çizmiştim. İlki bir boa yılanının bir fili yerken dıştan görünüşü, ikincisi ise bir boa yılanının dıştan görünüşüydü. Tabi büyükler bunu anlamadı ve ben ressam olmaktan vazgeçtim. Sonunda pilot olmaya karar verdim.

Sahne 2
(Pilotun uçağı düşer, pilot çölde uyuyakalır. Küçük Prens’in ince sesi onu uyandırır.)
KP- Lütfen. Bana bir koyun çizin.
Pilot- Ne yapıyorsun burada?
KP-  Bana bir koyun çizin.
Pilot- Tamam.
(Bir boa yılanın fili yerken dıştan görünüşünü çizer.)
 KP- Bana bir koyun çizin.
Pilot- Sana bir koyun çizerim ama çizme konusunda çok başarılı değilim.
KP- Yine de bana bir koyun çiz.
(Pilot koyunu çizer.)
KP- Çok zayıf bu koyun. Hasta gibi.
(Pilot başka bir koyun çizer.)
KP- Bu bir koç. Koyun değil.
(Birkaç koyun daha çizer ama küçük prens beğenmez.)
(Pilot bir kutu çizer.)
Pilot- Al koyununun kutusu. Koyunun içinde.
KP- Tam istediğim gibi bir koyun.

Sahne 3
(Küçük Prens’ le gezegeni hakkında konuşurlar.)
Pilot: Büyüklerin verdiği şey sadece sayılar. Onlara bir şeyi anlatmak için sadece sayıları kullanabiliriz. Mesela onlara senin çok tatlı, sevimli olduğunu söylersem inanmazlar. Ama onlara senin geldiğin gezegenin adının Asteroid B-612 olduğunu söylersem bana hemen inanırlar.
KP: Büyükleri anlamak çok zor olsa gerek.
Pilot- Hem de ne kadar zor bir bilsen.

Sahne 4
(Küçük Prens’ le baobaplar hakkında konuşurlar.)
KP- (Heyecanla) Koyunlar küçük çalıları yerler değil mi?
Pilot- Evet, doğru.
KP- Baobapları da yerler mi acaba?
(Pilot ona bir baobapı bir fil sürüsünün bile yiyemeyeceğini anlatmaya çalışır.)
KP-  (Gülerek) Büyümeden önce baobaplar da küçük oluyor. (Yüzü asılarak) Ama büyürlerse felaket, önünü alamazsın.
(Biraz daha konuşurlar.)
KP- Ben günbatımını çok severim. Hadi günbatımını bekleyelim:
Pilot- Ama günbatımına daha çok var.
KP- (Kahkaha atarak) Kendimi evimde sandım. (Meraklı bir şekilde) Biliyor musun bir gün 44 kere günbatımını izlemiştim. Günbatımı üzgün olunca daha bir güzel oluyor.
Pilot- Çok mu üzgündün o zaman?
(Küçük Prens cevap vermez.)

Sahne 5
KP- (Heyecanla) Koyunlar çiçekleri de yer mi?
Pilot- Evet.
KP- Peki dikenli olanlarını?
Pilot- Evet.
KP- Dikenler neye yarar ki o zaman?
Pilot- Hiçbir işe yaramazlar. Çiçekler sadece öfkeleri yüzünden dikenlidir.
KP- Sana inanmıyorum. Çiçekler öfkeli, kindar değildir. Onlar masum ve narindir. Dikenlerinin onları koruyacağına inanırlar. Biraz önce tıpkı büyükler gibi konuştun.
Pilot – Özür dilerim. Öyle demek istememiştim.
KP- Gittiğim gezegenlerden birinde bir adam vardı. Hep çok önemli işlerinin olduğunu söylerdi ama tek yaptığı sayı toplamaktı. O bir insan değil mantardı. Çiçeğim benim her şeyim ve o yıldazlardan birinde. Ama eğer ona bir şey olursa benim için bütün yıldızlar söner.
(Küçük Prens hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar.)
Pilot- Üzülme çiçeğini koruman için sana bir parmaklık çizeceğim.

Sahne 6
(Küçük prensin gezegenindeki çiçekler ne çok çeşitliydi, ne deuzun ömürlüydü. Ama birgün nerden gelidği belli olmayan bir tohum gelmiş ve çiçek açmaya hazırlanmıştı. Ve bir sabah güneşle birlikte uyandı.)
Çiçek- Daha yeni uyandım. Lütfen taç yapraklarımın düzensizliğine kızmayın.
KP- Çok güzelsin.
Çiçek- (Kendini beğenmiş bir tavırla) Biliyorum. Üstelik güneşle birlikte doğdum dedi.( Yine kendini beğenmiş bir tavırla) Sıkıysa şimdi gelsin kaplanlar.
KP- Benim gezegenimde kaplan yok ki.
Çiçek- Olsa bile ben onlardan korkmam. Ben rüzgarlardan korkarım. Beni rüzgarlardan koruyacak bir siper yapsan yeter.
KP- Çok garip, rüzgarlar ha. Bu bir çiçeğin kabusu olmalı.
(Küçük Prens dalgın dalgın çiçeğine bakıyor.)
Çiçek- Siperliğim olmazsa hasta olurum.
KP- Bekle. Hemen getiriyorum

Sahne 7
(Küçük Prens bazı gezegenleri n yakınına gelmişti. Hepsini dolaşmaya karar verdi. Gittiği ilk gezegende bir kral vardı.)
Kral- Sonunda emir verebileceğim birisi. Bir kul!
(Küçük Prens kendi kendine kralın onu nasıl tanıyabildiğini sordu. Ama aslında krallar için herkesin sadece bir kul olduğunu bilmiyordu.)
Kral- Yaklaş. Seni daha iyi görmek istiyorum.
(Küçük Prens  yer olmadığı için ayakta kaldı ve çok yorgun olduğu için esnedi.)
Kral- Kral huzurunda esnemek saygısızlıktır. Artık yasaklıyorum
KP- Ama elimde değil ki. O kadar yoruldum ki ayakta duracak gücüm yok.
Kral- Öyleyse bir daha esne.
KP-  Sen her istediğinde esneyemem ki.
Kral- O zaman bazen esneyeceksin. Bazen de ... Bazen de ...
(Kral çok iyi kalpli olduğu için emir vermekte zorlanıyordu.)
Kral- Ben kızıma uç desem o da uçmasa bu onun değil benim suçum olur.
(Küçük Prens merakına yenilerek sordu.)
KP- Siz kimin kralısınız?
Kral- (Yıldızları göstererek) İşte o yıldızların. Hem de hepsinin.
KP- (Merakla) Peki emirlerinize her zaman uyuyorlar mı?
Kral- Tabi ki asla ayaklanmalarına izin vermem.
KP- Ben günbatımıbımını çok severim. Rica etsem güneşe batmasını emredebilir misiniz?
Kral- Kurulun toplanması ve kararın çıkması için beklemek gerekecek.
KP- Peki ne zamana kadar?
Kral- Saat 8’ e 20 kala gibi çıkmış olur. O zaman güneşin emrime nasıl uyduğunu görürsün.
KP- Benim işim kalmadı. Artık gitsem iyi olacak.
(Büyükleri anlamak ne kadar da zor diye geçirdi içinden Küçük Prens.)

Sahne 8
(Gittiği ikinci gezegende kendini beğenmiş adamın biri yaşıyordu.)
Beğenmiş- Ah! İşte hayranım.
KP- Günaydın! Şapkanız ne kadar güzel.
Beğenmiş- Hayranlarımı selamlamak için mükemmel. Değil mi?
KP- Evet ama burada senden başka kimse yok.
Beğenmiş- Evet ama herkes bana hayran.
(Küçük Prens büyükleri anlamak ne kadar zor diye düşünerek orayı da terk etti.)

Sahne 9
(Küçük Prens başka gezegenlere de gitti ama oradaki büyükleri de anlayamadı ve onların da ne kadar tuhaf olduğunu fark etti. Sonunda gittiği yedinci gezegen Dünya’ ydı. Dünya diğer gezegenlerden tamamen farklıydı. Orada 111 kral, 7.000 coğrafyacı, 900.000 işadamı, 7.500.000 ayyaş 311.000.000 kendini beğenmiş yani 2.000.000.000 insan vardı. Dünyanın büyüklüğünü anlatmak için kısaca 6 kıta da birleşikken tüm dünyayı aydınlatmak için 462.511 kişilik bir fenerci ordusu gerekirmiş. Küçük Prens bunları bilmeden Dünya’ ya ilk geldiğinde kimseyi göremeyip şaşırmış ve yalnış yere geldiğini sanmış. Sonra bir yılan görmüş.)
KP- Merhaba!
Yılan- Merhaba!
KP-  Bu gezegenin adı ne?
Yılan- Dünya.
KP- Dünya’ da hiç insan yok mu?
Yılan- Tabi ki var ama burası çöl. Çölde insan olmaz.
KP- İnsanlar nerede? Çölde yalnız hissediyor kendini insan.
Yılan- İnsanlar normalde de yalnızdır zaten.
KP- Sen komik bir hayvansın.
Yılan- Olabilir ama çok güçlüyüm.
KP- Nasıl güçlü olabilirsin ki? Ayakların bile yok.
Yılan- Olabilir ama seni çok uzaklara götürebilirim. Ama sen masum bir çocuksun ve senin için üzülüyorum bu dünya için çok güçsüzsün.
(Küçük Prens yılanla vedalaşıp yoluna devam etti. Çölü geçerken sadece bir çiçekle karşılaştı. Ona da insanları sordu ondan da net bir cevap alamadı.)

Sahne 10
(Küçük Prens bir yola ulaştı. Bütün yollar insanların olduğu yerlere gider diye düşünerek yola çıktı. Bir gül bahçesi gördü.)
KP- Günaydın!
Güller- Günaydın!
KP- Siz kimsiniz?
Güller- Biz gülleriz. Çok güzel kokan rengarenk çiçekler.
(Küçük Prens çiçeği bunu görse ne kadar üzüleceğini düşündü.Eşsiz bir çiçeğe sahip olduğunu düşünüyordu.)

Sahne 11
(Küçük Prens bir tilkiyle karşılaştı.)
KP- Benimle oynar mısın? Çok mutsuzum.
Tilki- Hayır. Ben evcil değilim.
KP- Evcil dediğin nedir ki?
Tilki- Sen benim için sıradan birisin ama eğer beni evcilleştirirsen benim için özel olursun. Anladın mı?
KP- Hımm... Bir çiçek var galiba beni evcilleştirdi.
Tilki- Olabilir. Böyle şeyler Dünya’ da her zaman olabilir.
KP- Ama ben Dünya’ dan değilim ki. Başka bir gezegenden geliyorum.
Tilki- Orada Avcılar var mı?
KP- Yok.
Tilki- Peki tavuklar?
KP- Yok.
Tilki- Hiçbir şey mükemmel olamaz değil mi?
Tilki- Lütfen beni evcilleştir. Hayatım çok tekdüze.
KP- Sen de benim için özel olursun. Tabi ki seni evcilleştiririm. Peki seni evcilleştirmek için yapmam gerekenler ne?
Tilki- Çok sabırlı olmalısın. Hergün biraz daha yakınlaşacağız ama konuşmayacağız. Konuşmak yanlış anlaşılmaya neden olur. Ve hergün aynı zamanda olması daha iyi olur. İnsanların alışkanlıkları olmalı.
KP- Alışkanlık dediğin nedir ki?
Tilki- Alışkanlıklar tekrar edile edile kazanılmış değişmesi zor şeylerdir.
(Küçük Prens tilkiyi evcilleştirdi. Ayrılma zamanı geldiği zaman...)
Tilki- Ağlayacağım.
KP- Evcilleştirmek o zaman senin için iyi olmadı.
Tilki- Hayır, çok iyi oldu. İşte sana bir sır gözler her şeyi göremez. Her şeyi görebilmek için kalbinle bakabilmen gerekir.
 (Küçük Prens Dünya’ da başka yerlere de gitti. Bir tüccarın, bir demiryolu makasçısının vb. kişilerin yanına.)

Sahne 12
(Küçük Prens bu anlattıklarını bitirdiğinde pilotta suyundan son yudumu içiyordu.)
Pilot- Anlattıkların çok güzel ama benim uçağım hala bozuk.
(Pilot içinden Küçük Prens bunları anlamıyor diyordu.)
Pilot- Susuzluktan ölmek üzereyim!
KP- Dost edinmiş olmak güzel bir şey, insan ölse bile bir dostu oluyor. Ben de susadım hadi gidip bir kuyu bulalım.
Pilot- Demek sen de susadın?
KP- Su yüreğe de iyi gelir. Yıldızlar güzel. Ama onları bana güzel yapan onlardan birinde olan çiçeğim.
Pilot- Evet güzel.
KP- Çöl güzel.
Pilot- Haklısın. Çölü severim.
KP- Çöl niye güzel biliyor musun?
Pilot- Niye?
KP- Bir yerlerde kuyunun gizli olması.
Pilot- Haklısın eğer kuyu olmasaydı çöl güzel olmazdı.
(Küçük Prens uyuyakaldı, pilot da sabaha karşı kuyuyu buldu.)
Pilot- Çıkrık, kova, ip... Her şey hazır.
KP- Duyuyor musun? Kuyu şarkı söylüyor.
Pilot- Evet bana bırak, sana ağır gelir.
KP- Yaşadığın yerdeki insanlar aradıklarını asla bulamıyor.
Pilot- Doğru.
KP- Bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar. Oysa aradıkları sadece bir tane. Kalbiyle bakmalı insan.
Pilot- Haklısın.
KP- Sözünde durmalı insan. Hatırlasana çiçeğim için parmalık çizecektin. Biliyor musun yarın gelişimin yıl dönümü olacak.
Pilot- O zaman seninle karşılaştığımız zaman kaybolmamıştın.

Sahne 13
(Küçük Prens duvarın üstünde oturuyordu.)
KP- Hayır. Burası değil. (Biraz durduktan sonra) Evet bugün ama burası değil. (Yine biraz durduktan sonra) Aynen öyle, bu gece geleceğim. Zehrin etkili mi? Bana çok acı çektirmez değil mi? (Durduktan sonra) Şimdi git. Aşağı inmek istiyorum.
(Pilot yılanı fark eder. Çok korkar.)
Pilot- Niye yılanla konuşuyorsun?
KP- Motordaki arızayı bulmana sevindim artık ikimiz de eve dönebiliriz.
Pilot- Sen nereden biliyorsun?
KP- Artık koyunum da var, kutusu da, parmaklığı da...
Pilot- Korkuyorsun küçük dostum.
KP- Bu gece tam bir yıl olacak. Yıldızım tam geldiğim günkü yerinde olacak.
Pilot- Küçük Prens ben senin gülüşünü çok seviyorum.
KP- İşte bu benim sana armağanım.
Pilot- Ne demek istiyorsun.
KP- Yıldızlar herkesin ama herkes için farklı.
(Küçük Prens o gece gitti. Pilot da onu bir daha görmedi.)

Kaynakça

http://tr.wikipedia.org/wiki/Antoine_de_Saint-Exup%C3%A9ry
http://forum.vatan.tc/kucuk-prens-tamami-t4945.0.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder